28 Haz 2011

DEDE KORKUT YURDU BAYBURT: TARİHİNİ ve KÜLTÜRÜNÜ HIZLA YOK EDİYOR


“GEÇMİŞ ve KÜLTÜR; SATIN ALINAMAZ”

 

Doç. Dr. Coşkun Eruz’un Gezi ve Araştırma Yazısı… Doç. Dr. Coşkun Eruz Diyor ki: “Geçmiş ve Kültür Satın Alınamaz.”



“Dede Korkut Yurdu-Kültür Kenti Bayburt: Tarihini ve kültürünü hızla yok ediyor.”‏



Merhaba… Sayın Doğa ve Tarih Dostları!


26 Haziran Pazar günü Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği üye ve dostları ile birlikte Bayburt Merkez ve Aydıntepe (Hart) ilçelerine; tarihi, doğal ve kültürel değerleri tanıma, tanıtma amaçlı bir gezi yaptık. Antik çağın İpek Yolu, çağımızın Trabzon-Erzurum-İran yolu üzerinde bulunan, tarihin her döneminde yerleşim ve stratejik bir bölge olan Bayburt ve çevresi; Azzi-Hayaşa’larla başlayarak, Hatti, Hitit, Urartu, İskit, Kimmer, Ermeni, Roma, Pontus (Amasya Merkezli, krallarının İran-Pers kökenli olduğu Anadolu devleti),Bizans, Arap, Selçuklu, Akkoyunlu, İlhanlı, Trabzon Kommenoslar ve Osmanlı devlet ve imparatorluklarının egemenliği altında kalmış ve tüm bu medeniyet ve kültürlerin izlerini taşımaktadır. Bu izlerin çok az bir kısmı toprak üstü tarihi eserler olarak günümüze kadar ulaşarak bizlerin gezme görme, tanıma ve tanıtma şansı bulduğumuz eserler olmuştur.



BAYBURT’UN VAR OLAN, YAŞATILAN DEĞERLERİ


Bayburt Kentinin sahip olduğu tarihi değerlerin en önemlisi surlarına işlenmiş yeşil ve mor çinilerin güneş vurduğunda parlaması dolaysı ile "Çinimaçin" olarak adlandırılan Kalesidir. Bunun dışında Selçuklu eseri olan Ulu Cami, Saltuklu Mengüç Gazi kardeşi Osman ve Kızkardeşinin kümbet türbelerinin olduğu Şehit Osman Tepesi’dir. Bunun dışında Osmanlı döneminde yapılan Camiler, Saat kulesi, Hamam yapıları ve özgün sivil mimari yapılar olan konaklar.


Bayburt'un en önemli tarihi eserlerinden birisi de Aydıntepe (Hart) ilçesi merkezinin altında bulunan yer altı kenti/kalesi’dir. Yapım tarihi milat öncesi yüzyıl ya da milat sonrası 1-2. yüzyıl olarak tahmin edilen ve ilk Hıristiyanların baskılar ve saldırılardan korunmak için inşa ettiği rivayet edilen yer altı şehri yapılan kazılar sonrası gezilebilir durumdadır.

Yer altı şehri yüzeyden 2-2,5 metre derinde, belli bir plan olmadan ana kaya farklı yönlerde oyularak galeriler ve tonozlu sofa ve odalar inşa edilmesi sureti ile inşa edilmiştir. Yazın serin kışın sıcak bir ortam sağlayarak barınma için çok uygun ortam sağlayan yer altı şehri. Turizme açıldığı 90lı yıllar öncesinde yer altı kenti üzerinde bulunan evlerinin altında kiler, mahzen olarak kullanılmakta idi.



BAYBURTUN YOK OLAN, YOK EDİLEN DEĞERLERİ


Ne yazık ki Anadolu’nun her kentinde yaşanan ve ekonomik güç, eğitim,
kültürel gelişme ile ters orantılı olarak gelişen geçmişi yok sayma, yok etme, görmezden gelme anlayışı Bayburt ve Aydıntepe de de olanca gücüyle yıkıcı etkisini göstermektedir. Örnek mi;


1- Aydıntepe İlçesi Yakınlarında var olan Varzahan Kenti: 

Aydıntepe İlçesi yakınlarında var olan ve orta çağın önemli kentlerinden
birisi olan, 1800 lü yılarda bölgeyi gezen seyyahların gravürlerinde ihtişamlı yapıları ile dikkati çeken VARZAHAN kenti bugün, Aydıntepe ilçe yolu üzerindeki Ocaklı Köyü’nün eski ismi olarak kalmış, ihtişamlı yapıları ve antik kent kalıntıları yöre insanının dahi bilmediği bir yer olacak şekilde yok edilmiştir.


2- Şehit Osman tepesi Akkoyunlu mezarları:

Bu mezarlar Şehit Osman ve kardeşinin türbeleri etrafında bulunan Akkoyunlu döneminin, üzerlerine Arapça harflerle ayet ve mezar sahibi ve rütbesi ile ilgili özgün bilgi ve işaretlerin işlendiği lahit tarzı büyük taş mezarların tamamına yakını
tahrip edilmiş ya da gelişi güzel etrafa saçılmış, en sağlam olanı ise mezarlığın kenarındaki çöp ve yakıt depolarının yanına atılmış durumdadır.

Tarihin önemli yapıtları olan ve hem belge hem de turistik değeri olan maddi sanat ürünü olan bu mezar taşları ne yazık ki tamamen yok olup tarihi gömülmek üzeredir.


3- Tarihi Bayburt ev ve konakları:

Kaleden bakıldığında tamamına yakını görülebilen ve iki elin parmaklarının sayısını geçmeyen, Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet döneminde inşa edilen kesme taş bir kısmı işlemeli dış duvarları ve yöreye özgü iç donatıları bulunan konak ve evler hızla yok oluyor.


Fotoğraf karelerine yansıyan bu yapıların pek çoğu son beş yılda yok oldu,
kalan yapılarında yarıdan fazlası boşaltılarak kaderine terk edilmiş, yıkılması beklenmekte ya da yakılarak, ya da taşları sökülerek yıkılması
sağlanmaktadır.


Ne acıdır ki, idarecilerimiz ve halkımız hala, tarihi eserleri yok ettiğinde, geçmişi ve kültürel kimliği, belgesi olmayan milletlerin köksüz ağaca benzeyeceğinin farkında değiller. Betonu işlemeli özgün taş ya da toprak bir konağa tercih edebilen bir anlayışa, bu anlayışı teşvik eden ilgili kurum ve idarecilere ne söylenebilir ki.


Her il gibi Bayburt da turizm kenti ve cazibe merkezi olmak istiyor: Peki nasıl?


Kanalizasyon kokan Çoruh'un kıyısındaki restoran ve dinlenme tesisleri ile mi, tarihi Akkoyunlu mezarları yok edilmiş tepeleri ile mi, kentin kültürel geçmişini ortaya koyan taş yapılarını yıkarak mı yoksa eskilerin yerine sanatsal hiçbir özelliği olmayan ucuz restorasyon ve uydurma taklit yapıları ile mi?


Para kazanılabilir kentler yeniden inşa edilebilir, eğitim seviyesi arttırılabilir. Ancak hiçbir tarihi eser yeniden yapılamaz, yapılsa da adı tarihi eser olmaz. Asıl olan korumak ve muhafaza edebilmektir. Herkes villa sahibi olabilir, ancak çok az kişi 100 yılı geçen bir konağa ve konak kültürüne sahip olabilir. Çünkü geçmiş ve kültür satın alınamaz.


Halbuki Bayburt; Dede Korkut, Şair Bayburtlu Zihni gibi edebi üstatlar yanında pek çok maddi kültür zenginliğin beşiği olan bir kent idi. Bu kadar hızlı tüketmek..... Yazık...


Saygılarımla…


Yrd. Doç. Dr. Coşkun ERÜZ

Trabzon Haber Ajansı-28 Haziran 2011 Salı salı


(FOTOĞRAFLAR: Yrd. Doç. Dr. Coşkun ERÜZ)


FOTOĞRAFLAR














FOTOĞRAFLAR: Coşkun ERUZ

Hiç yorum yok: