20 Eyl 2011

BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN GÜNDEME İLİŞKİN ÇARPICI AÇIKLAMALAR


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz de şu anda KKTC ile adımı atmış vaziyetteyiz, çok kısa bir süre içerisinde, bu hafta içerisinde olması da mümkündür, münhasır ekonomik bölgemiz içerisinde bu çalışmaları başlatacağız'' dedi.


Başbakan Erdoğan, ABD'ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda soruları yanıtladı.


Bir gazetecinin, ''Rum tarafının Doğu Akdeniz'de petrol arama çalışmalarının başladığı yönde haberler var. ABD Başkanı Obama'ya bu konuda ne tür mesajlar vereceksiniz? Bu arama çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, şunları söyledi:

''Güney Kıbrıs'ın, İsrail'in hatta Yunanistan'ın burada böyle bir münhasır ekonomik bölge ilan etmek suretiyle böyle bir çalışmaya başlamış olması... Daha önce ifade ettiğim gibi, biz de şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile bu adımı atmış vaziyetteyiz ve çok kısa bir içerisinde, bu hafta içerisinde olması da mümkündür, münhasır ekonomik bölgemiz içerisinde bu çalışmaları başlatacağız.

Münhasır ekonomik bölge olarak ilan ettikleri bölgeye yönelik de bizim farklı yaklaşım tarzlarımız var.

Bu konuyla ilgili de askeri noktada gerek firkateynler, hücum botlarımızla gerekse bu noktada hava kuvvetlerimizin bölgede sürekli buraları takip etmek suretiyle... Bu münhasır ekonomik bölge tartışmalıdır, bu tartışmalı bölgede de böyle bir adımı atmalarının doğru olmadığını daha önce kendilerine de iletmiştik.

Öyle zannediyorum ki; anlık bir durumdur bizimki de çalışmalar orada bizim de başlayabilir.''



''MİT MÜSTEŞARI HERKESLE GÖRÜŞME YAPAR'' (!)

Başbakan Erdoğan, ''MİT ile terör örgütünün görüşmesine ilişkin muhalefetin ciddi eleştirileri var. Bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir de ses kaydının nasıl sızdığıyla ilgili bilgiler var mı?'' sorusuna şu yanıtı verdi:

''Ana Muhalefet Partisi ve muhalefet, önce siyasi terimleri, kavramları iyi öğrenemedikleri için gerçekten Türkiye, siyasette şu anda bir sıkıntıyı yaşıyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı hiçbir zaman 'devlet ada ile ya da bu tür kişilerle görüşme yapamaz' diye bir yaklaşımın içinde olmamıştır.

Hükümet olarak biz yapmadık, ama devlet olarak bu görüşmeleri yaptığımızı ben parlamentoda dile getirdim. Eğer parlamentodaki tutanaklara bakılırsa orada bunlar görülür. 'Benim şahsımın veya hükümet üyesi arkadaşlarımın hatta hatta MKYK vesaire, buradaki arkadaşlarımdan birisinin, ispat etsinler' dedim, 'ispat edemezlerse, şerefsizdirler, alçaktırlar' dedim.

Ne oldu? İspat ettiler mi? Devletin görevlisi MİT Müsteşarı herkesle görüşme yapar. Sadece terör örgütü mensubuyla değil, başkalarıyla da yapar. (!)

Niye? İz sürecek, suçluyu tespit edecek, bununla ilgili onun görevi bu zaten. Benim özel temsilcim olarak da giden, yine devlet görevlisi olarak Müsteşar Yardımcılığı döneminde göndermişimdir, bir devlet görevlisidir. Kiminle gitmiştir, yine MİT Müsteşarıyla beraber gitmiştir. Bunlardan kaçan birisi değilim ki, bunları söyleyen birisiyim, söylemiş birisiyim ve bunu göğsümü gere gere yine söylüyorum, dün de söyledim, bugün de söylerim, yarın da söylerim, 'devlet böyle bir kurumdur, böyle bir müessesedir'.

Ama her zaman söylüyorum. 3-5 koyun gütmemiş adamdan bu ülkede siyasetçi olmaz. Bunların durumu bu.. Bunlar bu işi anlamaz. Siz netice almak istiyorsanız bunları yapmak durumundasınız ve yapılan da budur. Söyledikleri sözleri aynen kendilerine iade ediyorum. Lütfen önce hükümet nedir, devlet nedir bunu bir öğrensinler her ikisi için de.''



Görüşmenin nasıl sızdığıyla ilgili de konuşan Erdoğan,

''Nereden, nasıl sızmıştır, bunun bütün teknik incelemelerini şu anda Milli İstihbarat Teşkilatımız yapmıştır, yapmaktadır. Ama müsaade edin de bu tür şeyleri Milli İstihbarat Teşkilatımız bütün kamuoyu ile paylaşma durumuna girmesin, ama kimse de bunun üzerinden kalkıp istihbarat teşkilatını vurmaya yönelmesin. Bunu terör örgütü zaten kendi kanallarıyla yapıyor. Varsın onlar yapmaya devam etsin, biz de işimize bakalım'' dedi.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,

''BM Genel Kurulu'nda şu andaki söz verenler, gerçekten sözlerinin arkasında dururlarsa buradan netice almak, yani Vatikan türü bir devlet şeyini (yapısını) yakalamak mümkün ki İsrail'i bu bile ciddi manada şu anda rahatsız ediyor. Çünkü bununla Filistin birçok hakları elde ediyor. Bu hakları elde etmesi de tabii ciddi manada İsrail'i, dolayısıyla her halde Amerika'yı da rahatsız ediyor. Biz, bu noktada umutluyuz'' dedi.

Erdoğan, ABD'ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda soruları yanıtladı.


Bir gazetecinin, ''Malatya'ya kurulacak NATO radarının muhtemel bir İran saldırısında Polonya'dan kalkan füzelerinin ancak Yozgat semalarını vuracağına dair bir haber vardı. Bu konuya açıklık getirir misiniz?'' sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, bu konuya ilişkin çok ciddi bir dezenformasyon yaşandığını söyledi.

 

Bunun bölge halkını ve ülkeyi rahatsız etmeye yönelik olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''Biz bir NATO ülkesiyiz. Malatya Kürecik'te daha önce NATO'nun böyle bir üssü var mıydı? Vardı. Şimdi aynı yerde yeniden böyle bir radar üssü kuruluyor. Yapılan nedir? Yapılan şudur; 'efendim bu İsrail'i korumaya yöneliktir'. İsrail NATO'nun bir üyesi, mensubu değil. Bu geçmişte olsaydı aynı zihniyet, aynı kafa bu defa ne diyecekti? 'Rusya'ya yöneliktir'. Değişen bir şey yok. Şimdi de ne diyor? 'İran'a yöneliktir, İran'dan yapılacak saldırıya yöneliktir'. Bunu farklı olarak değerlendirmek, düşünmekte mümkündür. Türkiye için de aynı şey değerlendirilemez mi?

Yani Türkiye'nin şu anda radar üsleri noktasında böyle bir şeye ihtiyacı olduğunu niye değerlendirmiyorlar?... İşin bu yanını niye düşünmüyorlar?

Burada kurulan füze kalkanı değildir, o Polonya'dadır. Buradaki bir radar üssüdür. Radar üssünü korumaya yönelik eğer NATO oraya füze yerleştirecekse, savunma füzesi, o ayrı bir konudur. Ama şu anda gündemimizde öyle bir şey de yok. Sadece şu anda radar vardır. Ama daha sonra eğer savunmaya yönelik füze düşünülürse, o ayrı bir konu.

Ama şu andaki gündemde, programda o yok, onu da özellikle açıklamak istiyorum. Kalkana gelince, füze kalkanı o Polonya'dadır. Burada böyle bir şey kesinlikle gündemde değildir. Ve bu iki taraflı bir anlaşma değildir, tamamen NATO'ya yönelik. NATO'nun bir programıdır, bunu da özellikle hatırlatmak istiyorum. Ve daha önce değişik teklifler gelmiştir. Erzurum denmiştir, Diyarbakır denmiştir, Adana denmiştir. Birçok yer bu konuda incelenmiş ama Kürecik'te daha önce böyle bir uygulama olduğu için en uygun yerin orası olacağı üzerinde karşılıklı olarak mutabık kalınmış ve orada radarın yerleştirilmesine karar verilmiştir.''

“GEÇTİĞİMİZ YILIN TUTANAĞINI ONLARA SUNACAĞIZ”



Başbakan Erdoğan, ''BM Genel Kurul'unda Filistin Devleti'nin tanınması da görüşülecek. Siz bu konuda ABD'de ne gibi girişimlerde bulunacaksınız? Ve Obama ile görüşmenizde Suriye konusu gündeme gelecek mi? Bu konuda ne gibi mesajlar vermeyi düşünüyorsunuz?'' sorusunu yanıtlarken de şunları söyledi:

''Sayın Obama ile yarın Türkiye saati ile gece saatleri diyebileceğimiz bir anda görüşmemiz olacak. Bu görüşmede bölgeye yönelik tüm konuları tabii ele alacağız. Suriye'de bunlardan bir tanesi. Fakat burada Filistin konusu önem arz ediyor. Çünkü Filistin ile ilgili Amerika bugüne kadar hep iki devletli bir yapıyı savunmuşken, hatta geçen yıl Sayın Obama konuşmasında 'önümüzdeki yıl Filistin devletini burada, bu sıralarda göreceksiniz' demiştir. Fakat şimdi takındıkları tavrı anlamakta biz zorlanıyoruz. Bizde şimdi geçtiğimiz yılın tutanağını onlara sunacağız. Diyeceğiz böyle bir tutanak var, bunu neyle izah edeceksiniz? Bir senede ne oldu da ne değişti? Yıllar yılı sizin dünyaya telkininiz buydu, 'iki devletli bir Filistin' diyordunuz, 'İsrail, Filistin' diyordunuz. Şimdi niçin böyle oldu?

Şu ana kadar 130'u aşmış durumda, Filistin Devleti'ni kabul eden ülke sayısı. Tabii burada bir silsile var ve bu silsilenin birinci derecede BM Güvenlik Konseyi'nden geçmesi süreci. Temenni ederiz Amerika açıklamamış olduğu düşüncesini yeniden gözden geçirir, yeniden bir değerlendirme yapar. Aksi takdirde Filistin müracaatını oraya yapacak, ne kadar zamanda, hemen anında cevap verir, vermez tabii bunu bilemeyiz. Bu uzar mı, uzamaz mı bunu da bilemeyiz. Ama bizler Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin yanındayız. Sonuna kadar biz de onlarla beraber bu süreci takip edeceğiz.

Olumlu veya olumsuz kararı verdikten sonra işin BM Genel Kurulu süreci var. Eğer olumsuz bir karar çıkarsa, bu defa BM Genel Kurulu'na gelmiş olacak. BM Genel Kurulu'nda bu iş gündeme gelecek. BM Genel Kurulu'nda şu andaki söz verenler gerçekten sözlerinin arkasında dururlarsa buradan netice almak, yani Vatikan türü bir devlet şeyini (yapısını) yakalamak mümkün ki İsrail'i bu bile ciddi manada şu anda rahatsız ediyor.

Çünkü bununla Filistin birçok hakları elde ediyor, bu hakları elde etmesi de tabii ciddi manada İsrail'i dolayısıyla herhalde Amerika'yı da rahatsız ediyor.

Biz bu noktada umutluyuz. Ve sonuna kadar bu desteği veren birçok ülkeler var. Avrupa Birliği üyesi ülkeler içinde de var. Arap Lig'i kesin. İslam Konferansı Örgütü üyeleri bunlar kesin. Afrika Birliği üyesi ülkeler ciddi bir sayıda bu işe destek veriyor. Latin Amerika ülkelerinin içerisinde çok ciddi destekler var. Bu süreci destekleyeceğiz, desteklemeye inşallah devam edeceğiz.''

''PREDATORLAR KONUSUNDAKİ TALEP YENİ DEĞİL''



Başbakan Erdoğan, ABD'den Predatorların talep edilmesine ilişkin olarak,

''Bu yeni bir süreç değil. Bizim Amerika ile özellikle bu Predatorlar konusundaki talebimiz yeni değil. Talebimiz kendilerinden yaklaşık 2 yıllık bir taleptir. Ve bu konuyla ilgili olarak o talebimiz devam etmektedir. Eğer ABD bu konuda Predatorları verirse, biz bu predatorları alacağız. Bu tabii, bölgenin barışı için çok çok önemli.

Hele hele bu radar üssünün konulmasından sonra daha da bunlar önem arz edecek. Genelde çevreyi kontrol etme bakımından gene önemli. Orada tabii bu görüşmemizde tekrar gündeme getireceğiz'' dedi.

ZAMAN 19 Eylül 2011 pazartesi

Hiç yorum yok: