18 May 2011

'HESAP UZMANI YALAN UZMANI OLDU'

Başbakan Erdoğan Tokat'ta yaptığı konuşmada 'Hesap uzmanı olarak işe başlamış ama sonunda iyi bir yalan uzmanı olup çıkmış' diye konuştu.


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tokat Cumhuriyet Meydanı'nda partisince düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi.


Merkez Bankasının kasasında Devlet Bahçeli'nin Başbakan Yardımcılığı döneminde 27.5 milyar dolar bulunduğunu, bu rakamı 95 milyar dolara çıkardıklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:


''Fakat şimdi bu paraya anlıyorum ki Kılıçdaroğlu da sulanmış. 'Nasıl olsa kasa dolu' diyor, 'bu kasadan dağıtırım' diyor. Dağıtamazsın, benim milletim zaten sana böyle bir primi asla vermez. Çünkü sizin geçmişinizi, cemaziyülevvelinizi benim milletim çok iyi biliyor. Bu CHP varya bu CHP, şimdi onlara akıl hocalığı yapan zat, Sayın Demirel ne diyor biliyor musunuz, 'Bu CHP'nin iktidarında ineğin sütü kurur'' diyor. Maşallah şimdi el ele kol kola yürüyorlar, bayağı iyiler. Bunlar karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar. Hesap uzmanı olarak işe başlamış ama sonunda iyi bir yalan uzmanı olup çıkmış. Biliyorsunuz CHP'nin bir milletvekili çıktı, 'Dersim'de tabii ki analar ağlayacaktı' dedi. Bay Kemal ne yaptı? O milletvekiline gereğini yapsın dedi. Ardından zılgıtı yedi, kendisine sus denildi, Dersim olayının üzerini kapattı gitti. CHP Genel başkanı için artık u dönüşü kavramı yetmiyor. S dönüşü bu s dönüşü. Yürüyen yalan hafif kalıyor, koşan yalan hafif kalıyor, CHP Genel Başkanı artık zıplayan yalan, uçan yalan uçan.''


1987 yılında İstanbul'da genel seçimler için çok yoğun bir çalışma yürütürken Tokat Zile'den bir konferans daveti geldiğini, yoğun bir çalışma ortamı olmasına rağmen daveti yapanları kıramadığını ve bu ilçeye yola çıktıklarını belirten Erdoğan, Gerede'de mola verdikten sonra tekrar yola koyduklarını anlattı. Önlerindeki kamyonu geçtikten sonra karşıdan gelen bir otobüs ile çarpıştıklarını kaydeden Erdoğan, anısını şöyle anlattı:


''Şoför arkadaş frene basınca, sabahın o buzlanmadan dolayı araba savruldu, önce bariyerlere çarptık, döne döne sonra gittik otobüsle çarpıştık. Öyle ambulans filan yok, hak getire. Arkadaşlar baktı mecal yok. İki araba bulundu, Gerede'ye geldik. Oradaki hastane yetersiz. Bir ambulansla Bolu'ya gönderildik. 5'imizi balık istifi gibi üst üste koydular. En kötü durumda olanın yanına bile hemşire filan vermediler. Ambulansın içinde serum şişeleri, sağlam arkadaşımıza verildi. Yaralıyız, hastaneye vardık, Yaralıyız, kırıklarımız var... Bize ne sordular biliyor musunuz? Emekli Sandığı mı, SSK mı? Yahu yaralıyız. 'SSK'lıyız' dedik, bunu öğrenince dediler ki 'biz bakamayız'. Oradan SSK Hastanesine gittik. Biz, bu ülkede büyük çileler çekmişiz, biz damdan düştük, bu ülkenin acılarını yaşayarak büyüdük. İstedik ki bizden sonrakiler o acıları yaşamasın; istedik ki gençler, çocuklar, bu çileyi çekmesin. Bakın şimdi size bir başka olay anlatıyorum: 1987 Türkiye’sinden değil, 2011 Türkiye’sinden, Tokat'tan bir olay anlatıyorum. Geçtiğimiz günlerde Tokat'ta İsmail Yurtnaç isimli bir vatandaşımızın babası kalp krizi geçiriyor. Tokat Devlet Hastanesinin yoğun bakımına kaldırılıyor. Öyle 'SSK mı, Emekli Sandığı mı' diye sormak yok. Öyle 'zengin misin, fakir misin' diye sormak yok. İster özel, ister devlet... Kapıdan kim girerse hizmet verilecek. Hastanede kendisiyle ilgileniyorlar... Bakıyorlar ki durumu kritik, hemen hava ambulansını devreye alıyorlar.


Bir ambulans, amcamızı alıyor, doğru Ankara'ya götürüyor. Sadece 2 saat. 2 saatte Ankara'da tam teşekküllü hastanede gereken yapılıyor. İsmail kardeşimiz de bizim için 'Allah razı olsun' diyor. Var mı ötesi? Var mı bundan öte paye?


Bizim SSK'lı olduğumuz için yaralı halde hastane hastane dolaştığımız günlerden, hastaların Tokat'tan Ankara'ya helikopterle hastaneye ulaştırıldığı günlere geldik. İşte bizim istediğimiz bu. Biz, bu ülkedeki her bir vatandaşımız en iyi imkânlardan faydalansın istiyoruz. Çocuklarımız en iyi imkânlarla donatılmış okullarda okusunlar diye bu gayreti ortaya koyuyoruz, bölünmüş yolların durumu ortada, konforla ve güvenle yolculuklarını yapsınlar diye hastalandıklarında da en iyi sağlık hizmetini alsınlar istiyoruz.''


8,5 yıldır bunun için mücadele verdiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, bunun için Türkiye'yi her alanda adeta yeni baştan inşa ettiklerini dile getirdi. Tokat' yapılan hizmetlerle ilgili rakamlarla bilgiler de veren Başbakan Erdoğan, Tokat'ta 1000'in üzerinde yeni derslik yaptıklarını, 190 milyon liralık yatırım yaparak Tokat'ın merkezini ve ilçelerimizi sağlık kuruluşlarıyla, modern cihazlarla donattıklarını kaydetti.


İktidarı, MHP, DSP, ANAP'tan aldıklarını anımsatan Erdoğan, hükümet olduklarında Türkiye'nin milli gelirinin 230 milyar dolar olduğunu, bugün rakamın 740 milyar dolara ulaştığını ifade etti. Başbakan Erdoğan, devletin borçlanma faiz oranını yüzde 63 iken bugün yüzde 7-8 oranına gerilediğini anlattı. Aradaki bu farkın yıllarca vatandaşın cebinden çıktığını anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:


''Şimdi bu para cebinizde kalıyor. Enflasyon yüzde 30'du, şimdi yüzde 4. Aradaki fark kimin cebinde kalıyor? Tokatlı vatandaşımın cebinde kalıyor. Bu enflasyon canavarı, bizi yeyip bitiriyordu, bunlardan kurtulduk. Daha güzel olacak inşallah. Eğitim alanında Türkiye genelinde 163 bin derslik yaptık. Eğitimde Tokat'ta yaptıklarımız nedir? Tokat'ta 8,5 yılda bin 153 dersliğin yapımını tamamladık. Akıllı tahtalara geçiyoruz, kara tahtaları bırakıyoruz. Akıllı tahtalar, bilgisayar donanımlı olacak. Dünyayla internet ağı ile bağlı olacak. Tüm öğrencilerimize elektronik kitap dağıtacağız, e-kitaplar ücretsiz olarak bütün öğrencilerimize dağıtacağız. Bütün müfredat bunun içinde var.


İlköğretimde, yoksul olanlara erkeklere 30, kızlara 35 lira veriyoruz; ortaöğretimde erkeklere 35, kızlara 45 lira veriyoruz. Bizden önce üniversitelerde 45 lira verilirken biz şimdi 240 lira veriyoruz.''


'SSK Genel Müdürlüğü'nde anamızı ağlattın'


Sağlık alanındaki icraatı da anlatan Başbakan Erdoğan, artık vatandaşın istediği hastaneye gidebildiğini anlatarak, ''Bundan önce böyle bir şey var mıydı? İstediğiniz eczaneden ilacınızı alıyor musunuz? Bay Kemal'e sormak lazım sen 8 sene SSK Genel Müdürlüğü yaptın. Senin SSK Genel Müdürlüğü'nde anamızı ağlattın anamızı... Doktor muayenehaneye çağırır, bizden parayı alır, ilaçlarımızı hastanede bulamayız, bütün bu çileleri yaşadık. Kelin ilacı olsa kendi başına sürerdi, şimdi çıkmış bol keseden atıyor'' dedi.


Seçime sadece 25 gün kaldığını belirten ve partililerden kapı kapı dolaşmalarını isteyen Başbakan Erdoğan, ''Hanım kardeşlerim durmayacağız. Bizden dinlediklerinizi duymayanlara ulaştırmanız lazım. Bu anamuhalefeti de yavru muhalefeti de anlatmanız lazım'' dedi. AA

http://www.timeturk.com/ - 18 Mayıs 2011 Çarşamba - 16:57

Hiç yorum yok: