16 Ağu 2010

Sümela Müzesi’ndeki Tartışmalı Ayin Sona Erdi

T.C. Kanunlarına rağmen, bazı hükümet yetkililerinin bir emrivaki ile bir günlüğüne verdiği izinle Sümela Müzesi’nde Yunanistan bağlantılı Ortodoks Hıristiyanlarca gerçekleştirilen TARTIŞMALI AYİN sona erdi.
TARTIŞMALI İZİN VE AYİN

T.C. Anayasa ve Kanunlarının amir hükümlerine rağmen, bazı hükümet yetkililerinin bir emrivaki ile yabancılara bir günlüğüne verdiği izinle Sümela Müzesi’nde, Yunanistan bağlantılı Ortodoks Hıristiyanlarca gerçekleştirilen tartışmalı ayin sona erdi.

Hükümetlerin vakıf cami olan mabetlerde yerli halka şimdiye dek izin vermemesi dikkati çekti. Türk halkının merak ettiği en önemli husus, camiden müzeye dönüştürülen mabetlerde Müslümanlara da ibadet izni verilip verilmeyeceğidir.

TARİHİ BAZI GERÇEKLER

Tarihî gerçeklere göre; bu izin mabed olmayan bir müze manastırda (Papaz kurs ve lojmanlarının olduğu dinî mekânda) turistlere değil, AB’nin baskısıyla –din kisvesine bürünmüş-Pontus’çulara verilmiştir.

Bu iznin demokrasi, barış ve inanç hürriyeti ile de hiç alâkası yoktur. İzin verilirken biz zati resmi zevat tarafından T.C. kanunları hiçe sayılmış ve mütekabiliyet esasları dikkate alınmamıştır.

Şimdilik kuzu postuna bürünen Pontus yalancılarının zamanla siyasi ağırlığını ve bölge halkına terörle baskı yapacakları yönündedir. Zira Doğu Karadeniz Bölgesine PKK’nın inme girişiminin altında hem Pontus’çuluk ve hem de Büyük Ermenistan hayali vardır.

Türk halkı her din mensubun özgürce ibadetlerini yapmasından yanadır. Ancak şimdiki durumda, ibadet düşüncesi başka, ayin başkadır. Meryemana(Sümela) Müzesindeki ayin talebi siyasîdir. Çünkü: olaya en çok Ortodoks inançtaki turistler değil, Pontus’çular sevinmişlerdir. Pontus’çular verilen bu tavizi kendi e-pontus internet sitelerine taşımıştır. Hem de Yunanistan’da. Herkes İnternette görebilir. Ayini baştan sona Yunan televizyonları canlı yayınlamıştır.

Özellikle Karadeniz halkını tedirgin eden durum, geçmişte dış güçlerin kışkırtmalarıyla Pontus’çuların bölgemizde işlediği cinayetlerdir. Atatürk’ün Samsun’a çıkmasından birkaç gün evvel Pontus’çular Sümela’yı silâh deposu haline getirmişler ve bu durumu önlemeye çalışan beş yüz askerimizi Altındere Vadisindeki Meryemana Manastırından aşağı uçuruma atarak, şehit etmişlerdir.

Atatürk’ün Samsun’a esas çıkış nedeni Pontus’çu ve Ermeni eşkıyaların işledikleri, Müslüman ahaliye karşı yaptıkları katliamlarıdır. Gerçi Türklerle iyi komşuluk ve iyi vatandaşlık duyguları içerisinde huzur ve kardeşçe yaşayan Hıristiyanlar(Yunan halkı onlara Pontus Türk’ü diyor) içerisinde tebayı sadık iyi insanlar da vardı. Ama bir kere kardeşlik büyüsünü dışarıdan bölgeye sızdırılan silahlı Pontus’çular bozmuşlardı.

Türk yetkililer bu izni verirken Anayasa ve kanunlara aykırı hareket ederek, suç işlemişlerdir. Bu iznin verilmesinin sakıncaları ayrı, kanun ve nizamların çiğnenmesi ayrı değerlendirilmesi gerekli olaydır.

88 YIL ARADAN SONRA YAPILAN AYİN

Bazı basın kuruluşları 88 yıl sonra tarihi Maçka Sümela Manastırı'nda yapılan ayinden bahsetmektedir. Burada büyük yanılgı vardır. Zira Meryemana(Sümela) Müzesi(Manastırı) bir kilise değil bir manastırdır yani eğitim kuruluşudur.

Hıristiyan inancının öğretileri ileri sürenler 15 Ağustos tarihinin “Meryem Ana'nın göğe yükseliş günü” olarak kabul edildiğini ve kutsal sayıldığını ifade etmektedirler. Ancak Ortodoks Yunanlıların özellikle Trabzon’un Fetih gününe denk getirmeleri ve bunda israr etmeleri de manidardır.

15 Ağustos 2010 Pazar günü tartışmalı izinle yapılan tartışmalı ayini, Maçka Belediye başkanı Ertuğrul Genç’in daveti üzerine gerçekleştirildiği ifade edilen Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönetti.

Ayine Rusya Federasyonu, Yunanistan, Gürcistan, ABD ve Türkiye'de yaşayan 500 kadar Ortodoks Hıristiyan içeri alındı. Diğerleri dışarıda TV ekranlarında yapılan canlı yayınla ayini takip etti. Ortodoks Hıristiyanlar tarafından mumlar yakıldı, dualar edildi, ilahiler okundu.

Yaklaşık yarım saat süren bu bölümün ardından konuşma yapan Bartholomeos, Karadenizlileri, Trabzonluları övmeyi ihmal etmedi, sıcakkanlı ve misafirperver olduklarını belirterek,

“88 yıl sonra Sümela Manastırı'nda tarihle ve sizlerle buluşmaya, kucaklaşmaya geldik. Çok uzun bir ayrılıktan sonra bu muhteşem bölgede ve tarihi manastırda ibadetimizi yapmamıza vesile olan yüce Allah'ımıza Hamd olsun.

Sümela Manastırı on yıllarca bir efsane gibi aramızda sabırla bu günleri beklemiş. Ortodoks camiasının, hatta tüm Hıristiyan camiasının en önemli günlerinden biri olan Aziz Meryem Ana'mızın ölüm yıl dönümünün de olduğu bir tarihte, yani 15 Ağustosta burada bulunmaktan ve ayini yönetmekten büyük bir onur ve mutluluk duymaktayım”
dedi.

Rum, Gürcü, Rus, Bulgar, Romen, Ukraynalı, Arnavut, Arap ve daha nice Ortodoks inananın kalbinin bugün kendileriyle beraber olduğunu söyleyen Bartholomeos, şunları söyledi:

“Bu heyecan, bu sevgi, bu inanç, bu bağlılık asla farklı anlamlarla bağdaştırılmamalıdır. Biz, her zaman olduğu gibi bugün de dua etmeye geldik. Burada yüzyıllarca yaşamış olan Rum Ortodoks halkının anısına ve bu manastırda hizmet etmiş keşiş ve ruhanilerimizin ruhlarına dua etmeye geldik.

Bu manastırın tarihinde, onu gönülden seven, destekleyen Osmanlı padişahlarından İkinci Beyazıt, Birinci Selim, İkinci Selim, Üçüncü Murat, Birinci İbrahim, Dördüncü Mehmet, İkinci Süleyman, İkinci Mustafa ve Üçüncü Ahmet'in anılarına dua etmeye geldik.
Türkiye'nin, Ortadoğu'nun, insanlığın ve burada bulunan bizleri izlemeye gelen herkesin saadeti, huzuru ve mutluluğu için dua etmeye geldik.


Çok inanan, az inanan Ortodoks veya başka mezhep ve dinden olanlar için dua etmeye geldik. Yüce Allah bu kutsal günde, bu kutsal mekânda şükür dualarımızı kabul etsin” diye konuştu.

Bu sırada, manastırda ayinin yapıldığı bölüme gelen Maçka Belediye Başkanı Ertuğrul Genç'i gören Bartholomeos, Genç'e, “Hoş geldiniz sayın başkan” dedikten sonra konuşmasına devam etti.

Bu tarihi günü yaşamalarına yardımcı olan hükümete, özellikle Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a, Trabzon'daki devlet yöneticilerine ve yerel yöneticilere şükranlarını sunduğunu ifade eden Bartholomeos,

“Birlikte yaşam kültürü medeniyetimizin bizlere bıraktığı bir mirastır. Bu mirası yaşatalım ve öğretelim ki, artık bu konularda acılar vuku bulmasın, ailelerin yürekleri yanmasın. Ortadoğu ve Kafkas halklarına ve tüm insanlığa barış, huzur, mutluluk gelsin.

Bu vesile ile Ramazan ayınızı kutlarız. Huzur, sabır ve ibadetle bu anlamlı ayı yaşamanızı temenni ederiz”
dedi.

Konuşmanın ardından ayin; dua ve ilahilerle devam etti. Yaklaşık 3 saat süren ayin, katılımcılara ekmek sunulmasıyla sona erdi.

Meryemana(Sümela) Müze Manastırının iç mekânın müsait olmaması nedeniyle güvenlik nedeniyle manastıra alınamayan bin dolayındaki Hıristiyan ise, ayini, manastırın alt kısmındaki vadide bulunan ören yerinde kurulan 2 dev ekrandan canlı izledi. (Kaynak: www.medyatrabzon.com - 15 Ağustos 2010)


HABER : Muhammet YAVRUOĞLU

KAYNAK HABER : http://www.medyatrabzon.com/
FOTOĞRAFLAR : http://www.medyatrabzon.com/ ;
www.haber61.com

Hiç yorum yok: